Detoks neydi? İnziva neydi? Dağ başına gidip, vegan beslenip, konuşmadan sessizlik içinde üst üste taş dizip mandalalar çizip boyayıp saatlerce yoga yapmak mı? Bunlar gerçekten ne kadar güzel ve kıymetli şeyler ama benim için detoks olmadı. Güzel bir yoga tatili olmuştu hoş bir yoga inzivası anılarımda ama detoks değildi.
Detoks neydi? Şişe şişe sıkılmış sebze meyve suyu içip vücudu arındırmak mı? Bağırsakları temizlemek, daha parlak bir cilde sahip olmak mı? Hücrelerden biyolojik olarak toksinlerin atıp vücudu tertemiz yapmak mı? Tek gıda kürleri uygulayarak 3-5-7-15 gün bir nevi oruç tutarak gramla et yiyerek damacana ile su içmek mi?
Malum bayram tatili şu an geride kaldı. Bu bayram son derece yanlış yorumlamış bir bayram olması nedeni ile benim canımı sıkan ritüellerden ama bu başka bir post konusu. Canım sıkkın trafik yoğun hele bir de 7-8 saat süren yolda bol bol çalışmak durumunda kalınca arabada halay çekerek tatile başladım geçen hafta. Detoks inziva hiç aklımda yoktu. 3 gün içerisinde işleri bitirip lap topu Türkiye'de bırakıp Midilli'ye temiz kafa ile geçmekti hedefim. Olay baştan yanlış tatilde hedef olmaz. Tabi ben o esnada hedeflerim ve KPI'larımdan bihaberim. Çalıştım didindim yetişmesi gerekenler yetişti ve ben sabah 9 Feribotuna bindiğimde pasaportuma vurulan damga derdim, tasam, deadline lar, e-postalar, olumsuz duygular ve kalan tüm zararlı şeylere vurulmuş oldu. 1 euro 7 lira pireler tellal develer prenses iken geçtik komşuya.
Adım attığım yer aslında bir ada değil kendi dinginliğimdi; ısrar etmedim, isteklerimde esnek oldum, anda kaldım öncesi sonrasını düşünmedim, plan yapmadım, tadını çıkarttım, mata çıkıp yoga yapmadım ama sabahları mis gibi tertemiz incir kokan havalarda uyandığımda muhterem eşim uyanana kadar yin yoga pozları ile uzun ve dingin nefesler aldım. Her sabah meditasyonumu aksatmadan yaptım. Ouzolar içtim sadece balık ve meyve yedim az ekmek bol lif. Bollll zeytinyağı ve zeytin ile kendimi besledim. Adanın bitkileri ile çiçekleri ve ağaçları ile selamlaştık her gün yaklaşık 20bin adım attım bol bol bol bol yüzdüm, maskemle dalıp balıkları ve deniz canlılarını izledim.
Kadim tanrıların yüzdüğü buz gibi sularda kulaklarım ağırqna kadar yüzdüm kendimş güneşin şefkatli kollarına verdim. Muhterem eşimi az delirip ona uyumlu ve yumuşak davrandım. Bol kahkaha attım. Telefonum hep uçak modundayız ve çok çok az elime aldım. Her gün mutlaka jurnalime yazdım. Vatos balıkları yedim helenil biralar içtim bir baktım aynaya yüzümde ışıltı bende bir parıltı zihnim dingin ve esnek dedim bacım bana ne oldu eşim dedi ki bacım ne ya köylü müsün?
O an anladım işte detoks benim için bunları zorlamadan yapmış olmak oldu. Tabi ki beden temizleyen Kürler, vipassana inzivalar ve saire gerekli ama detoks zorlama bir şey değil işte ya hu. Ay ışığında yıkanmak bunu hayatının normal akışına yedirmek ve o akışa karışamamak ve asıl en özü eylemsizlik.
Fark ettim ki eylemsizliğim içinde kendimi akışa bıraktım veeeee kocaman bir detoks zorlanmadan ve rahatça ve hatta bilmeden tamamlamışım.
Detoks eylemsizlikmiş akışa bırakmakmış. Tanrıların ve Homeros'un ayakizlerinin taze olduğu kadim toprakların bana bu hediyeyi vermesine minnettarım.
OmKremŞantiŞanti 🦄🌈🧚♀️